Dijital pazarlama, kısaca elektronik cihaz veya internet kullanarak yapılan tüm pazarlama faaliyetlerini kapsar. Dijital pazarlama sürecinde markalar müşterilerine ulaşmak, ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya satmak için ödemeli reklamcılık, sosyal medya, e-mail pazarlaması, arama motoru gibi dijital kanallardan faydalanırlar.
Arama motoru reklamları PPC Arama motoru optimizasyonu Mail pazarlama Sosyal Medya pazarlaması Websitesi İçerik pazarlaması
Google Ads: Eski adıyla Google AdWords, Google’ın arama sonuçlarında, iş ortağı sitelerde veya Youtube’da reklamlarınızı göstermenizi sağlayan bir online pazarlama aracıdır. Google reklamları, internet reklam ekosisteminde en fazla bütçenin kullanıldığı kanaldır. Google reklamları 2000 yılının Kasım ayında faaliyet göstermeye başlamıştır. Şu anda 1 milyondan fazla kullanıcısı bulunmaktadır. Bu yazımda Google reklamlarının nasıl çalıştığına, başlamadan önce bilmeniz gereken kavramlara, kalite puanı ve teklif stratejileri gibi önemli kavramlara değineceğiz. Aynı zamanda bu online pazarlama aracı ile ne şekillerde ve nasıl reklam verebileceğinizin de üzerinde duracağız. Ama önce neden Google Ads’e reklam vermeliyim sorusunu cevaplayalım. Aslında çok basit. Hangi işletme sahibi ürünleri veya hizmetleri ile ilgili daha çok satış, daha çok telefon araması elde etmek ya da belirli bir bölgede markasının görünürlüğünü ve bilinirliğini artırmak istemez ki? Üstelik tüm bu süreci ölçümleyebilecek ve reklamlara ayırdığınız bütçenin sonunda neler elde ettiğinizi net bir şekilde görebileceksiniz. Örneğin bir e-ticaret siteniz olduğunu düşünün ve ortalama ürünlerinizden elde ettiğiniz net karın 50TL olduğunu varsayalım. Şimdide her 30TL reklam harcamasına karşılık bir satış elde ettiğinizi düşünün. Böyle bir tabloda 300TL harcayıp 500TL kazanmak veya 3000TL harcayıp 5000TL kazanmak istemez misiniz? Şimdi de aynı örneği hizmet sektöründe faaliyet gösteren bir işletme için düşünelim. 100TL’lik reklam harcamasına karşılık 10 tane telefon araması / iletişim formu talebi aldığınızı düşünün. Diyelim ki bu taleplerin sadece %20’sini yani 2 tanesini işe çevirebildiniz. Her işten de operasyonel giderler hariç 75TL kar elde etmiş olduğunuzu varsayarsak bu işten cebinize giren toplam tutar 150TL olacaktır. Eee 100TL verip 150TL elde etmek size mantıklı gelmiyor mu? Yukarıdaki örnekleri vermemin asıl amacı size bu sayıları göstermek değil. Burada vurgulamak istediğim nokta reklam harcamalarınız karşılık elde ettiğiniz geliri net olarak ölçümleyebileceğinizi göstermek. Ürünlerinizin maliyetlerini, operasyonel giderleri de bildiğiniz sürece reklama ayırdığınız bütçenin karşılığını net olarak görebilirsiniz. Konuya girmeden önce son olarak 2019 yılına ait birkaç istatistiği de araya serpiştirmek istiyorum. 2019 verilerine göre Google’da ayda ortalama 170 milyarın üzerinde arama gerçekleştiriyoruz. Yalnızca Google reklamlarını kullanarak 2 milyondan fazla websitesi ve uygulamada reklamlarınızı gösterebilirsiniz. Küçük ve orta ölçekli işletmeler harcadığı her 7TL’ye karşılık 17TL gelir elde ediyor. Google arama sonuçlarında yapılan tıklamaların %40’ı ilk üç sıradaki reklam sonuçlarında gerçekleşiyor. Hizmet ya da ürün satın almak için yapılan aramaların %65’i reklam tıklamaları ile sonuçlanıyor.
Kısaca SEO olarak adlandırılır. Web sitelerinin, arama motorlarının kriterlerine uygun hale getirilerek arama sonuçlarında sıralamasının yükseltilmesi çalışmalarıdır. Arama motorları, arama sonuçlarını belirli algoritmalara göre listeler. Arama motorları belirli aralıklarla bu algoritmaları, kullanıcılarına daha iyi, daha alakalı sonuçlar sunmak için güncellerler. Türkiye’de arama motoru denilince akla direkt olarak Google optimizasyonu da gelebilir. Bunun en büyük nedeni Google’ın pazar payının yaklaşık %95’ini kapsamasıdır. Optimizasyon süreci site içi SEO ve site dışı SEO iki ana başlıkta toplanabilir. Site içi SEO: Web sitenizin teknik alt yapısı, nasıl bir deneyim ve etkileşim yarattığı, kullanıcılara ne sunduğunuzla alakalı sürecin tamamıdır. Hadi websitesinin alt yapısını düzenletelim, bir iki de içerik yazdırırızın açıkçası çok ötesindedir. Websitenizi bir süpermarket olarak düşünün. Ziyaretçilerinizi, ürünlerin kategorilerine yönlendirecek navigasyonlar, sattığınız ürünlerin son kullanma tarihi veya içeriği hakkında bilgilendirmeler, benzer temalı ürünlerin belirli yerlerde bulunması, çalışanlarınızın müşterilerinize ilgi göstermesi ve yardımcı olması, içerik reyonunun yanında çerezlerin bulunabilmesi, (her ne kadar çapraz satış olsa da, çoğu insanın mağaza deneyimini kolaylaştırıyor bence) alışverişinizin sonunda fiş alabilmeniz veya kolay iade sürecine sahip olmanız. Tüm bunların hepsi mağaza ziyaretçilerinize daha iyi bir deneyim sunmak, daha güvenli ve kolay alışveriş yapmalarını sağlamak konusunda destek olacaktır. Site içi SEO’yu da bu şekilde düşünebilirsiniz. Site dışı SEO: Aynı örnek üzerinden gidecek olursak, site dışı SEO çalışmaları ise mağaza ziyaretçilerinizin veya herhangi bir kişinin sizin mağazanız hakkında konuşması, başka insanları mağazanıza yönlendirmesi veya onlara tavsiye etmesidir diyebiliriz.
Mail marketing tüketicilere doğrudan elektronik posta ile ulaşmanın bir yoludur. Dijital pazarlamanın en yaşlı üyelerinden olmasına rağmen hala en fazla dönüşüm oranlarına sahip dijital pazarlama kanallarından bir tanesi olduğunu söyleyebiliriz. Email kampanyaları ile müşterilerinizle etkileşim yaratmak, satış yapmak, marka sadakati oluşturma noktasında diğer kanallara göre nispeten daha ucuzdur. Ayrıca doğru stratejilerle kullanıldığında işletmeniz için çok verimli pazarlama aracı haline gelebilir.
Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin, Pinterest gibi popüler sosyal medya kanallarının yaygınlaşmasıyla sosyal medya kavramı hayatımıza girse de temeli 1979’da Tom Truscott ve Jim Ellis tarafından kurulan Usenet ile başladı. Daha sonra IRC, IQC gibi anlık mesajlaşma platformları hayatımızda yer edinmeye başladı. Gereksiz bir bilgi vereyim, yazışırken kullandığımız LOL, OMG gibi kısaltmaların hayatımıza girme sebepleri olarakta bu platformlar gösteriliyor. 2004 yılında dünya müzik enstitüsünü değiştiren, keşfedilmeyi bekleyen sayısız müzik grubunun / parçanın bulunduğu myspace hayatımıza girdi. (Buraya maziyi anlatan bir parça kondurabilirim) Aynı dönemde Facebook’un açılması, Linkedin felan derken şimdi de Tik Tok ile uğraşıyoruz. Sosyal Medya Facebook’tan daha fazlası! Yukarıda bahsettiğimiz gibi sosyal medya Facebook, Instagram, Twitter gibi platformlardan daha fazlası. Hemen hemen her endüstri, ilgi alanı için bir sosyal mecra var diyebiliriz. Hatta TripAdvisor, Airbnb bile birer sosyal medya kanalı olarak nitelendiriliyor. Sosyal medyanın bu kadar yaygınlaşması pazarlamacıları yeni stratejiler üretmeye zorladı diyebiliriz. Sosyal medya pazarlaması, işletmenize daha fazla müşteri çekmek, websitesine gelen trafiği artırmak, yeni ürünleriniz hakkında bilgilendirme sağlamak, satışları artırmak, müşterilerinize destek sağlamak gibi nihai amaçlarınızı gerçekleştirmek için kullanabileceğiniz etkili bir dijital pazarlama kanalıdır.